BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS

10 Aralık 2009 Perşembe

Y4D2


şimdi size çok gizli şeylerden bahsedeceğim. kimsenin duymaması gereken kimseyle paylaşmamanız gereken. o kadar gizli ki kimi zaman boğuldumu hissettiriyor bana. saklanması gereken, hiçbir zaman ortaya çıkmaması gereken ama hep beynimin derinliklerinde varlığını bana hissettirecek olan bir şey. bir proje... ve onun adı: "Y4D2". çok gizli deneyler yapıldı burada, hükümet gizlemeye, üstünü örmeye çalıştı. şu bildiğiniz üstünü örtme hikayelerinden biri değildi. tabii ki yine yeni şeyler uyduruldu. kuş gribi, domuz giribi, sürekli tartışan belediyeler, beceriksiz hükümetler... ama hiçbiri bana bu projenin gidişatını ve belirsizliğini unutturamadı... hepsi özenle seçilmiş kişilerdi. yirmi beş farklı, yirmi beş kaçık beyin. o yumuşak, damarlı cıvık kıvrımlarda nelerin dolandığını hiçbir zaman bilemezdiniz. bakışlarının altında neler yattığını, kafalarından o an neler geçtiğini... 25 kişilerdi ama içlerinde öne çıkanları vardı, bazen o kabuslarımdan uyanıp gözümü karanlıkta açtığımda gözümün önünden dakikalarca gitmeyen o kişiler. size onların listesini sunacağım. bilmiyorum bunu burada yayınladıktan sonra hala yaşamaya devam eder miyim. gazetelerin 3. sayfa haberlerine iyi bakın. domuz gribinden ölen ya da molotof kokteyli saldırısına kurban giden birini görürüseniz ki bir haberde, belki de bu benimdir. kim bilir? ismeting: bir elektronik ve mekanik dehası. onu yolda görseniz bir üniversite öğrencisi zannedersiniz ama değildi. karşınıza bit pazarında ya da elektronikçiler çarşısında her an çıkabilirdi. kendi devrelerini, yazılımlarını yapar, ürkütücü şeyler üretirdi. en büyük tutkusu, biriktirdiği eşsiz plakları kendi elleriyle yaptığı gramafonunda dinlemekti. plaklarım çok değerli derdi. çok seçkin ve esşiz eserler varmış arşivinde. onları ele geçirmek için neler yaptığını tanrı bilirdi. o basit şeylerden akla gelmeyecek şeyler yaratırdı ki kendinizi şaşırırdınız. mervedodoes: o masum ve duru güzelliğinin altında uzak doğu, yakın doğu, boks, karate, tekvando, amerikan güreşi eğitimi almış öldürücü silah... gizli formüller, ulaşılması ve ulaşılmaması gereken tüm belgelerin tek sahibi. eğer bilin ki bir belge onun eline geçmişse bir daha onu anca rüyanızda görürdünüz. bir keresinde bir gökdelenin tepesinden swiss otelin havuzuna atlayıp, hiçbir şey olmamış gibi havuzdan çıktığını görmüştüm. meteiz: oluşumun gerçek anlamıyla gören gözü. yaptığı süper septeronik fotoğraf makineleri ile kilometreler ötesini rahatlıkla burnunuzun ucuna getirirdi. duvarların arkasını görebilir, kasa şifrelerinin numaralarının hangi sırayla basıldığını size beş saniye içinde söyleyebilirdi. bunları mervedodoes'ın kullandığı özel silahlara monte edip kilometreler öteden düşmanlarını elemine etmesini sağlardı ve bunları nelerden yaptığını bilseniz kendinizi moron olarak tanımlardınız! reception: kod adı: "carisma" onu her zaman kadınları etkilemek için kullanırlardı. bir parti, bir davet, bir kokteyl mi var? ve buradan çalınması gereken çok önemli bir şey. ve kadın da bu yerde başrolde. işte tam bu anda carisma devreye girer,o müthiş elektiriği ile kadınları etkiler ve görevini tamamlardı. iskakov: kod adı "bayram" . orta asya'dan gelmiş bu çekik gözlü, mesafeli adamın neler düşündüğünü asla tahmin edemezdiniz. hep sessizdi, hiç konuşmazdı. kırgız asıllı bu adam dünyanın birçok yerine gitmiş, kimsenin girmeye cesaret edemeyeceği yerlere kolaylıkla girip çıkmıştı. rus istihbaratında, kkb, cia, fbi ,mit ve daha birçoğunda başında olduğu operasyonlar bir efsane gibi anlatılıp gelmekte. hasanullah: daha sadece yirmiüç yaşındaydı. utangaçlığının, sessiz- sakin mizacı ile tezat oluşturan 1.93lük bir boya sahipti. bacakları vücuduna göre kısaydı. böyle bir adamın daha yavaş koşacağını zannederdiniz. ama nasıl koştuğunu görseniz gözlerinize inanamazdınız. iri ama cılız büssesiyle bütün haline gelmiş bir sırt çantası vardı, hiçbir zaman yanından ayırmazdı onu. içinde öldürdüğü adamların kafalarını taşıdığı söylenirdi. mami: organizasyonun organize olmasından sorumlu kişi, şen, yüksek kahkahası onun geldiğini beş metre öteden haber verirdi. şahin tüplü arabası tam bir savaş makinesiydi: kristalojen lazer silahları, asit karbonajla 3 kat güçlendirilmiş bagajında sakladığı sniperi ile gerektiği yerde gerektiği zaman işini halletmek için hazırdı. çok önemli konsorsiyumlarla, gençlik grupları ve organizasyonlar ile ilişkileri olduğu bilinmekteydi. andamanda: kırmızı gözlükleri onu ele verirdi ama takmaktan vazgeçemezdi. aklını yemekle bozmuştu ama bu onu tetikleyen tek şeydi. lezzet onun için çok önemliydi. ne yaptığını sorarsanız sanırım her şeyden birazcık anlardı. aklından şu an geçen tek şey vardı. babasının yarın akşam pişirilmek üzere aldığı palamutlar yani tek zaafı vardı: yemek, balık, nutella...

0 yorum:

Yorum Gönder